MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA VASİYETNAMENİN İPTALİ

T.C.

YARGITAY
2. Hukuk Dairesi


Esas: 2006/.....
Karar: 2006/.....
Karar Tarihi: 17.07.2006

ÖZET: Kardeşlerin birbirlerine yardım yükümlülüğüne aykırı davrandıkları, bu suretle miras bırakana karşı aile hukukundan doğan vazifelerini ağır bir şekilde ihlal ettikleri gerçekleşmiştir. Gerçekleşen bu olgular karşısında, adı geçen davacıların iskata iptali davalarının reddine karar verilmesi gerekir.

(4722 sayılı kanun md. 17) (4721 sayılı kanun md. 510) (743 sayılı kanun md. 315, 452, 457)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan 2.5.2006 güne temyiz eden L.K. vekili Av. Duran Şenyer geldi. “Biz mürafaa talebimizden vazgeçiyoruz, evrak üzerinde inceleme yapılsın” dedi ve beyanı okunda imzası alındı. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir. (4722 Sayılı Yürürlük K. md. 17)

Miras bırakan, dul ve çocuksuz olarak 1.9.1996 tarihinde vefat etmiştir.

Dava, miras bırakanın ölümünden dört gün önce 26.8.1996 tarihinde noterde düzenlenen vasiyetnamesinin tasarruf ehliyetinin yokluğu, şekle ait noksanlık bulunması ve davalının hilesi sonucu düzenlendiği sebeplerine dayalı vasiyetnamenin iptali, bunun kabul edilmemesi halinde hukuki işlemin içinde yer alan iskat ile ilgili tasarrufun iptali isteğine ilişkindir.

Mahkemece; davacılardan A.R.K. mirasçılarının davayı takip etmemeleri nedeniyle, bunlar yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davacılar M.K., A.İ. ve Ş.Ç.'ın davalarının tümden reddine, davacılardan H.A.K. ve A.E. yönünden tenkise karar verilmiştir.

Kararı yukarıda belirtilen taraflar temyiz etmiştir.

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacıların, vasiyetnamenin iptali gerektiği yönündeki temyiz itirazları yersizdir.
2- Mirastan iskat, yalnızca mahfuz hisseli mirasçılar için söz konusu olur. (TMK. 510, TKM. 457/1) Mahfuz hissesi bulunmayan bir mirasçının iskat edilmesine ihtiyaç yoktur. Zira, mahfuz hisse dışında kalan kısım tasarruf nisabını teşkil eder (TKM. 452) ve vasiyetçi, esasen bunun üzerinde dilediği gibi serbestçe tasarruf edebilir. Bu itibarla vasiyetçi, vasiyetnamesinde, kendisinden önce ölen kardeşi Ömer'in çocuklarını (yeğenlerini) mirasçılıktan tamamen uzaklaştırdığını açıklamış olsa dahi bunlar yönünden bir iskattan söz edilemez. Bu bakımdan, Ömer çocuğu olan davacılar Mehmet, Asiye ve Şükriye’nin iskatin iptalini talep ve dava etme hakları bulunmamaktadır. Bunlar yönünden iskatın iptali davasının aktif husumet yokluğundan reddi gerekirken, bu yönün gözetilmemesi doğru değil ise de, bunlarla ilgili verilen ret hükmü sonucu itibariyle doğru olduğundan, bu davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddine,
3- Davalıların temyizine gelince;
Miras bırakan, iskat tasarrufunda iskat sebebini göstermiştir. Toplanan delillerden; davacılar Asiye Erkan ve Hüseyin Avni'nin, hastalığı sırasında miras bırakanı arayıp sormadıkları, maddi ve manevi ilgi göstermedikleri Türk Kanunu Medenisi'nin 315. maddesindeki, kardeşlerin birbirlerine yardım yükümlülüğüne aykırı davrandıkları, bu suretle miras bırakana karşı aile hukukundan doğan vazifelerini ağır bir şekilde ihlal ettikleri gerçekleşmiştir. Gerçekleşen bu olgular karşısında, adı geçen davacıların iskata itiraz (iskatın iptali) davalarının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Hükmün yukarıda 3. bentte gösterilen sebeple davalı Fehmi mirasçıları yararına BOZULMASINA, davacıların, vasiyetnamenin iptali gerektiği yönündeki temyiz itirazlarının 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, bozma sebebine göre davacıların tenkise yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.07.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.

E BÜLTEN ABONELİĞİ

Kampanya ve fırsatlardan ilk senin haberin olsun

Kaydol